Dilek Nur Çelik'in Kaleminden "Hayat"

Dilek Nur Çelik'in Kaleminden "Hayat"
Ben de yazıyorum artık yazıyorum , yazacağım.

25 Nisan 2011 Pazartesi

Geldin mi ?

Çoğumuz farkında olmadan mantıksız cümleler kurabiliyoruz.Eee insanlık hali , olabilir. Ama sürekli kullanmak bir zamandan sonra kasti yapılan birşey mi diye düşündürüyor insanı..
     Neden bahsettiğimi anlatayım.Kendi hayatımda çok karşılaşıyorum bilmiyorum belki beni görünce insanların sorası filan geliyordur .Neyse.. Gezme, alışveriş , okul ne olursa olsun dışarı çıktığım vakit dozunu kaçıran biriyim. Kabul ediyorum. Çok yorgun bir hale girerim .Böyle sanki savaştan çıkmışçasına konuşamama zorluğu , saç baş dağınıklığı , yüzümdeki tüm ifadelerin beni terk ettiği kendi değimimle spiritual
mod'da olurum eve döneceğim saatlerde..
   Neyse bir gün yine böyle bi' halde minübüsten atladım.Atladım yalnız inmedim dikkatinizi çekerim çünkü bacaklarımı kontrol edemiyordum yürümekten dizkapağımı katlayamıyordum ve atladım.Etrafıma bakıp bizim mahalleye doğru yol almaya başladım.İlk gören Zeynep Yenge ile selamlaştık , konuştuk.Biraz ilerledim Bakkalcı amcayla selamlaştık.Hemen yanında "Dedikoducugiller" yer alıyordu. Görmemezlikten gelmek imkansızdı.Selam vermek zorunda kaldım. Ve selam verip borçlu çıktım diyebilirim."Selam" kelimesinin hemen ardından 984873847837487 tane soru cevaplamış olabilirim. En son "Ben .. Şey .. " diye mırıldanıyordum.Baktım sorular kesilmeyecek "Annem bekliyor.." diye kısa bir cümle kurup topu anneme atıp kaçtım.. Yürüyemeyen ben artık son gücümle koşuyordum.Sonun da kapımıza geldim. Kapıda Feriye Teyze vardı .Hayır bu sefer konuşmamalıydım.Yere bakar pozisyonda merdivenlere doğru hızlı adımlarla yürümeye çalışıyordum ki arkamdan "Dileeeeekk.." diye bir ses duydum.Duymamazlığa verdim. Çok ayıp ettim biliyorum ama Üzgünüm Feriye Teyze gerçekten . Burda yeri gelmişken zamanı değil ama Özürümü de dileyeyim Özür dilerim Feriye Teyze .
Neyse merdivenleri çıktım . Nasıl yaptım bilmiyorum ama tökezleyerekte olsa çıktım ve zile bastım . Annem kapıyı açtı . Her gün olağan birşeydi buraya kadar herşey normaldi.. Annem beklemediğim o soruyu ilk kez sordu . "Aaaaa geldin miii ?  "
Cevap verecek halim yoktu verebilseydim "Hayır gelmedim otobüsteyim." gibi bir cevap vermek isterdim. Olmadı be anne. Herkes yapıyordu da sen yapmayacaktın.
Neyse senden sonra zaten milyon kişi aynı soruyu sordu ve seninkini unuttum.Sen benim meleğimsin. Seni seviyorum Sultanım..
Buna benzer daha nice sorular vardır. Sınavdan sonra kağıdını hocaya uzatırsın hoca "Bitti mi ?" diye sorar filan.Sanırım ben bu sorulardan kurtulamayacağım.. Bunu anladım.
Size iyi dileklerde bulunayım Ve yazımı sonlandırayım.Umarım böyle sorularla karşılaşmazsınız.Umarım dedikoducugiller sizi yakalamazzz...

7 Nisan 2011 Perşembe

Bilmem

Bazı insanlar "bilmiyorum" kelimesini kullanmayı alışkanlık haline getirip kelimeyi yaşlandırıyorlar yahu.
  Geçenler de bir sosyal paylaşım sitesinde soru sorunlara sık sık "bilmem" cevabını veren kıza rastladım. Hatun kafayı takmış "Bilmiyorum" , "Bilmem." Ne biliyorsun ki diye soracaktım "Neyse hacı takılma" dedim kendi kendime .. Hayır sanki o hesabı ona zorla açtırmışlar da cevap vermek istemediğini belli etmek için ya da kendince gizemini korumak için de olabilir her neyse sürekli tekrar ediyor.Sıkıcı ve salakça olan davranışlarının ona bir tılsım katıığını düşünüyor büyük ihtimalle.. "Bilmemci Kız" acıdım sana ama bence hemen kapatmalısın o hesabını.Neyse..
 Genel de bu gibi ifadeler zor durumların imdadına koşan superman tarzı kelimelerdir.Ben fazla kullanmamaya gayret gösteren nadir insanlardanım herhalde. Çok bildiğimden değil yani "Hayır" diyebiliyorum bu yüzden.Ard arda gelen "Bilmem"'lerin bir nedeni olduğunu düşünüyorum. Yoksa insan bu kadar şey bilmeden yaşayamaz yani yaşamamalı.
  Ben bu yazıyı neden yazdım ? Bilmem. Bugünlük "Bilmem" sınırımı doldurdum. Haydi Hoşçakalın , Bilmem'siz kalın..