Dilek Nur Çelik'in Kaleminden "Hayat"

Dilek Nur Çelik'in Kaleminden "Hayat"
Ben de yazıyorum artık yazıyorum , yazacağım.

16 Ekim 2011 Pazar

2 Ekim 2011 Pazar

Fenerbahçe İbb Spor Maçı

Çok harika bir maçtı. Bir çok Gs ve Ts' li taraftarlara kapak olmuştur diye düşünüyorum.
"Şike şike şike" dedikçe gol şovu yapıyoruz. Utanın lan biraz! Utanın ve susun!
Neyse.. Velhasıl efendim İbb'yi İett bindirip yolladık.
Şimdi sırada kim varsa alalım. Yolculayalım.
"HEP DESTEK! TAM DESTEK !"

29 Eylül 2011 Perşembe

Siz Hangi Sınıftansınız ?

   Sınıf ayrımı yapan biri değilim.Hatta din , ırk ,dil ayrımı da yapmam. Ben insanlara insan mı diye bakarım yalnızca.Ama maalesef günümüzde insanlar ayrım yapmayı çok iyi beceriyorlar.
   Nerden bu kanıya vardım ? Şöyle örnekler vereyim.Mesela.. Günümüzün sorunlarından işsizlik..İş başvurusunda bulunuyorsunuz "Biz size döneceğiz." diyorlar. Durun! Sakın umutlanmayın."Biz size döneceğiz." demek "Bu iş olmaz.Boşuna uğraşmışsın.Hadi sana güle güle." Demek..Kimler işe alınıyor ? Arkası sağlam olanlar tabi ki. Amcası dayısı şurda burda yüksekler de olanlar.. Karamsar mıyım ? Şuan evet.Sadece şuanlık.Çünkü elbette ki amcamın dayımın vs. torpil yapacağı bir durum yok lakin ben çabalamayı ve kazanmaya inanan biriyim.Çabalayacağım.Çabalayın!
Örneklere devam edelim. Mesela..Gün içerisinde eğer arabanız yoksa ya da varsa bile bazen toplu taşıma araçlarını kullanmışsınızdır mutlaka..Neyse ben çok kullandığım için mi ben dikkat ediyorum yoksa duyarlı olduğumdan mı bilemedim..Bizim kapımızın önündeki iett hattı araçları en az 30 senelik..Basamakları çürümüş.Oldukça gürültülü.Klimasız.Camları pas tuttuğundan açılmıyor.Evet şu kırmızı beyaz renkli zımbırtı arabalar işte ondan bahsediyorum.Şöyle bir bakıyorsunuz Ataşehir'de , Kadıköy'ün bazı arabaları , Beykoz'da vs. yani elit diyebileceğimiz kesime uğrayan arabalar gayet güzel. Klimalı.Yeni.Çevre dostu. Gürültüsüz.Kullanan kişi sayısı bizim hattı kulanan insanların yarısı kadar bile yoktur.Nedir bu ayrım ? Yılmadım dilekçe verdim.Şikayet ettim.Yeri gelince şikayet edin ! Hakkımızı alamasak da hakkımızı aramamız sessiz kalmamamız mutlaka bize olumlu bir şekilde geri döner.
   Bir insan olarak size sorsam"hangi sınıftasınız ?" diye cevabınız ne olurdu ? Bana bu soruyu yöneltseler..A , B , C , D , E ,F sınıfları deseler.. İnsan cevap  veremiyor değil mi ? Neden? Çünkü böyle bir durumu kabullenmek zordur. Yaşam şartları her ne kadar eşit olamasa da ülkede eşitlik bir şekilde sağlanmalı insanlar mağdur edilmemeli diye düşünüyorum. Yanılıyor muyum ?
   Eee tabi bunun için de sessiz kalmamak gerekir. Eğer ayrımın olmamasını savunuyorsanız hakkınıza razı olmaktan öteye gitmelisiniz.İtiraz etmelisiniz.Korkmamalısınız..F sınıfında değilsiniz ama A sınıfında da değilsiniz. B'de C'de hatta D'de bile değilsiniz.E sınıfı ? Hayır olamaz! Sınıf ayrımı yok ! Kendinizi ezdirmeyin ! Kendinize haksızlık etmeyin!

30 Mayıs 2011 Pazartesi

Neden ?

   Hayatta bir çok olayın bir nedeni yoktur ama yine de sorgularsınız.Ya da cevabını bildiğiniz halde sorgularsınız. Hayat çok garip bilseniz de bilmeseniz de sorgulamanız şarttır aslında.
   Kafamda o kadar çok soru varki anlatamam. Mesela.. Safiye Soyman neden Faik bey ile halen beraber ? Bir insan kendini rezil ettiği halde niye halen o insanı çeker ki ? Sizce bu sevgi mi ? Sanatçılar neden heryerini yaptırma gereği duyuyor ? Aynada bakılınca hortlak görmek moda mı oldu ? Neden hep sevenler terkediliyor ? Aşkın kanunu kim yazmış ? Ya da böyle birşey var mı ? İnsan birinden nefret ederken güzel yanlarını da hatırlarken "ayyyyy.." diyorsa o nefret yalancı mı ? Neden genellikle kızlar, kadınlar hep darp ediliyor ya da tacize uğruyor ?  Siyaset dediklerini şey olmayacakları vaat etmekten ibaret mi ? Neden Türk'lere hala barbar gözüyle bakılıyor ? Özür dilemek çok mu zor ? Bi' ara Ajdar vardı hani nerde ? Neden yabancı ülkelerdeki yarışmaları , reklamları kopyalayıp insanlara sunuyoruz ? Bizim beynimiz yok mu ? Bi' ara BBG yarışması vardı.Ona benzer bir kaç tane daha yarışma yapıldı.Bütün insanları aynı eve toplama çabası neden ? Yaz gelince kadınlar,kızlar neden ne giyeceğini şaşırmış gibi etrafta dolaşıyor ? Neden gardolabına bakıldığında "ne giysem?" diye düşünülüp durulur ? Neden bu ülkede bir kesim çok zenginken diğer kesim çok yoksul ? Neden gençler sesini duyarmaya çalıştığında ya da herhangi bir düşünce ifade edileceği zaman orantısız güç kullanılıyor ? Neden insanlar bu kadar duyarsız , yalancı , sahtekar olmayı seviyor ? Neden eleştiri ile hakaret birbirine çok karıştırılıyor ? Neden Tom&Jerry'i eskisi gibi seyredemiyoruz ? Neden Hugo yayından kalktı ? Neden türk dizilerinin her bölümü milyon saat sürüyor ve özet dedikleri şey aslında bölümün kendisi oluyor ? Neden dizilerde başka senaryolar göremiyoruz ? Bizim neyimiz eksik acaba ? İnsanoğlu neden nankör ? Neden çok istenilen şeyler bazen gerçekleşmez ?Bu sapıkların, katillerin sayısı neden arttı ? Neden öğrenciler koyun gibi her sınava girmek zorunda ? Çok bilen insan neden hep çok susturulan insan olur? Bu ülkenin Aydınları nerede ? Neden kadınlar mağdur olurken seslerini duyurmak için televizyona çıkmak zorunda ?
   Aslında daha kafamda birçok soru vardı da.. Siz şimdilik bunları düşüne durun.. =))

25 Mayıs 2011 Çarşamba

Iskelede Yarıs

   Hayatta hep bir yarış içerisindeyiz aslında.Zamana karşı yarışıyoruz.Hepsinin dışında bir de iskele de yarış var. Ne diyorum ben ? Hemen açıklıyayım.   Geçen Eminönü iskelesinde gemi bekliyorum.(Her zaman olduğu gibi.) Neyse kapılar kapılı geminin gelmesine 15 dakka filan var.Millet doluşmaya başladı.Ve birbirini itmeye başladı.Öne geçme çabası var bizim millette.Bu heryerde var aslında sınavlarda dahi öne geçme çabası , hırsı bürümüş milletin içini.Neyse..
  Baktım gemi yanaşıyor.Ben bir köşedeyim bu arada ortada bekleyemiyorum ezilirim filan ne olur ne olmaz. Görevli iyilik olsun diye kapıyı açıp güvenlik bantını taktı. İçeriye hava geldi.Sıcak havada bir serinlik, bir rahatlık yarattı.Yaptığı iyiliğin farkındaydı.Gemi yanaşırken gemideki güvenlik bantlarını daha kaldırmadan sürme iskele koyulmadan adamın teki bantı açtı iskeleye doğru bir sıçrama yaptı.Bunu gören görevli "Napıyorsun hemşerim ? Az bekleseydin yaaa !" der gibi bakıyordu.Ama o öyle bakarken adamın peşinden yarıştaymışçasına arka arkaya sıçrayanlar çok oldu.Bir tane çocuk araya sıkışıyordu az kalsın..
  Gemi boşaldı.Tek tük çıkanlar vardı gemiden..Onlarında çıkmasını bekliyorduk ki bizim güvenlik bantını bir çocuk açtı ve gemiye doğru ilerlemeye başladı.Arkasından yine insanlar akın akın ilerlerken görevli amca "Keşke bantı takmasaydım ! Keşke kapıyı açmasaydım!" dercesini milleti şaşkınlık ve kızgınlıkla izliyordu. Ben de gidip gitmemek arasında kalmıştım...
  Sahi ben bu milleti anlamıyorum gerçekten.Binerken acele ediyorlar. Sonra inerken acele ediyorlar.Sürekli acele ediyorlar..Hadi sıçrayan amcaları ,kızanları geçtim topuklu ablaları , bastonlu teyzeleri görmelisiniz. Sanki harp çıktı da bir yerden kaçıyorlar gibi itekleye itekleye gidip kalabalığın arasından atlıyorlar , sıçrıyorlar..
   Belki hayatta bazı sebepler dolayısıyla yarışırım her türlü amaa..Tek bildiğim şey benim hiç bir zaman iskelede yarışmayacağım..

9 Mayıs 2011 Pazartesi

Iett Maceraları Vol9854545415151.


Boşuna dememişler "İneklik-etme-taksi-tut." diye.Ama ben her gün o yola taksi tutsam içim sızlar verdiğim paraya .. Her gün yüklü miktarda para vermekten çökerim harbiden.Öğrenci bütçesi bu Sabancı'nın torunu filan da değilim yani.Neyse..
İett ortamına girdiniz mi bilmem ama her insan mutlaka bulunmuştur çok gariptir .Yani kelimelerin kifayetsiz kaldığı zamanlardan biri şuan nereden başlıyacağımı bilemedim.Biraz düşündüm ama galiba buldum . Tamam...           
Fizik kurallarının uygulandığı yerdir İett arabaları. Mesela ; İtme-momentum , Isı ve Sıcaklık , Haldeğişimi , Genleşme , Kütle , Hacim , Kuvvet , Moment , Ağırlık Merkezi , İvmeli Hareket , Bağıl Hız , Sürtünme Kuvveti , Eylemsizlik , Enerji Korunumu , Basit Harmonik Hareket, Elektriklenme , Akım-Gerilim-Direnç , Üreteçler , Manyetik Kutuplar ..Bunlar ne diyorsunuz şimdi.Belki bildikleriniz de vardır ama merak etmeyin ben hepsini sizin için düşündüm ve kendimce açıklayacağım . Yalnız şunu söylemeden geçemeyeceğim ki lisede fizikten zorlanacağımı bilseydim kesinlikle burnumun dibindeki okula gitmeyip İett ile ulaşabilceğim okulu tercih eder ve fiziği çok iyi kavrardım.
Şimdi sizden düşünmenizi isteyeceğim tek şey; Ağzına kadar dolu , nefes almanın bile zorlaştığı bir İett ortamı. Düşündüyseniz tek tek konuları anlatacağım. Bir fizik hocası kadar olmasa da anladıklarımı anlatmam da fayda buluyorum.
İlk konumuz İtme-Momentum.İtme bildiğiniz üzere bir nesneyi harekete geçirici kuvvet. Momentum ise fiziksel olarak bir nesnenin kütlesi ve hızının çarpımıdır. İett'de tutunuyorsunuz.Yeni binen yolcular sizin yanınızda tutunmak için sizi sağa sola hareket ettirmeyi deniyorlar ve "İtme" uyguluyorlar.Aynı zaman da "İtme" için gerekli olan bir konu da "Kuvvet"tir. Kuvvet kütle çarpı yer çekimi kuvvetidir. Sizi iteleyen kişi size kuvveti sayesinde bir "yerdeğiştirme" uygulatıyordur. Aynı zamanda "Momentum"da devreye girer. Kişinin kütlesi ve geliş hızıyla sallanır ; İtmesi ile yer değiştirirsiniz.
"Moment" Denge demektir.Arabanın yaptığı ani frenlerle eğer boşluktaysanız sağa sola sallanırsız. Bu olayda da "Moment" iş görür.Yani bulunduğunuz "Eylemsizlik" halini korumak isterseniz.Eğer şoför kaptırmış gidiyorsa ve aniden frene basarsa olduğunuz yer de sallanmanız "Eylemsizlik" , eğer kopup İett içinde uçuyorsanız yani aniden harekete geçtiyseniz"İvmeli Hareket" yapmış oluyorsunuz.
"Enerji Korunumu"na geldiğimizde ise otobüs çok kalabalık olduğundan var olan enerjinizi korumak için oturmak istersiniz.Bu kadar basittir. Ama oturamadınız diyelim.Tutacaklardan birine tutundunuz sağınız ve solunuzda sallanacağınız kadar boşluk var ve otobüs sabit hızlanan hareket yapıyor ise  "Basit Harmonik Hareket " yaparsınız. Yani sağa ve sola eşit mesafede sallanırsınız.
"Sürtünme Kuvveti" ise yeni binen yolcuların otobüs içindeki yolcuların arasından geçmek için ilerlemeye çalıştığında size temas edip ve size karşı direnip geçmesi sırasında sizin oluşturduğunuz direnme kuvvetidir.
“Akım-Gerilim-Direnç” , “Üreteçler” , “Manyetik Kutuplar”. En sevdiğim konular bunlar. Zevkle açıklıyorum hemen.Otobüste şoförün fazla yolcu aldığı zaman otobüste yolculardan çıkan ve büyüyen küçük şiddetteki konuşma; "Akım" , şoförün  ısrarla yolcu alması ile ortamda oluşan olaylarla sinirlerin zıpaması ; "Gerilim"dir."Direnç" ise Direnen ve arsızlık yapan şofördür.Bu olayı ilk başlatan yolcu yani üreten yani akımı ileten “Üreteç “tir. Yolcular arasında anlaşmazlık çıktığında ise pozitif ve negatif düşünen insanların oluşturduğu grup "Manyetik Kutup"tur.
"Isı-Sıcaklı"ğa geldiğimizde ise Otobüste oluşan havasızlık durumuna neden olan “Sıcaklık”tır.Sıcaklığın yükselmesidir.Sıcaklığın yükselmesi ile vücudunuzda meydana gelen ısınma ise "Isı"nın yükselmesindendir.
İşte olaylar bu kadar basit gençler.Neyse "Tükenmez kalem" dediğimiz kalemim tükendi. Ben bi' koşu Bakkal Cengiz amcadan kalem almaya gidiyorum. Beni bekleyin...


25 Nisan 2011 Pazartesi

Geldin mi ?

Çoğumuz farkında olmadan mantıksız cümleler kurabiliyoruz.Eee insanlık hali , olabilir. Ama sürekli kullanmak bir zamandan sonra kasti yapılan birşey mi diye düşündürüyor insanı..
     Neden bahsettiğimi anlatayım.Kendi hayatımda çok karşılaşıyorum bilmiyorum belki beni görünce insanların sorası filan geliyordur .Neyse.. Gezme, alışveriş , okul ne olursa olsun dışarı çıktığım vakit dozunu kaçıran biriyim. Kabul ediyorum. Çok yorgun bir hale girerim .Böyle sanki savaştan çıkmışçasına konuşamama zorluğu , saç baş dağınıklığı , yüzümdeki tüm ifadelerin beni terk ettiği kendi değimimle spiritual
mod'da olurum eve döneceğim saatlerde..
   Neyse bir gün yine böyle bi' halde minübüsten atladım.Atladım yalnız inmedim dikkatinizi çekerim çünkü bacaklarımı kontrol edemiyordum yürümekten dizkapağımı katlayamıyordum ve atladım.Etrafıma bakıp bizim mahalleye doğru yol almaya başladım.İlk gören Zeynep Yenge ile selamlaştık , konuştuk.Biraz ilerledim Bakkalcı amcayla selamlaştık.Hemen yanında "Dedikoducugiller" yer alıyordu. Görmemezlikten gelmek imkansızdı.Selam vermek zorunda kaldım. Ve selam verip borçlu çıktım diyebilirim."Selam" kelimesinin hemen ardından 984873847837487 tane soru cevaplamış olabilirim. En son "Ben .. Şey .. " diye mırıldanıyordum.Baktım sorular kesilmeyecek "Annem bekliyor.." diye kısa bir cümle kurup topu anneme atıp kaçtım.. Yürüyemeyen ben artık son gücümle koşuyordum.Sonun da kapımıza geldim. Kapıda Feriye Teyze vardı .Hayır bu sefer konuşmamalıydım.Yere bakar pozisyonda merdivenlere doğru hızlı adımlarla yürümeye çalışıyordum ki arkamdan "Dileeeeekk.." diye bir ses duydum.Duymamazlığa verdim. Çok ayıp ettim biliyorum ama Üzgünüm Feriye Teyze gerçekten . Burda yeri gelmişken zamanı değil ama Özürümü de dileyeyim Özür dilerim Feriye Teyze .
Neyse merdivenleri çıktım . Nasıl yaptım bilmiyorum ama tökezleyerekte olsa çıktım ve zile bastım . Annem kapıyı açtı . Her gün olağan birşeydi buraya kadar herşey normaldi.. Annem beklemediğim o soruyu ilk kez sordu . "Aaaaa geldin miii ?  "
Cevap verecek halim yoktu verebilseydim "Hayır gelmedim otobüsteyim." gibi bir cevap vermek isterdim. Olmadı be anne. Herkes yapıyordu da sen yapmayacaktın.
Neyse senden sonra zaten milyon kişi aynı soruyu sordu ve seninkini unuttum.Sen benim meleğimsin. Seni seviyorum Sultanım..
Buna benzer daha nice sorular vardır. Sınavdan sonra kağıdını hocaya uzatırsın hoca "Bitti mi ?" diye sorar filan.Sanırım ben bu sorulardan kurtulamayacağım.. Bunu anladım.
Size iyi dileklerde bulunayım Ve yazımı sonlandırayım.Umarım böyle sorularla karşılaşmazsınız.Umarım dedikoducugiller sizi yakalamazzz...